DOĞAL YAPI |
 |
Ankara, Orta Anadolu'nun düzlükleri ortasında kayalık bir alanda kurulmuştur. Bugün Ankara Kalesi'nin yer aldığı bu kayalık alan, artık kentin merkezinde küçük bir ada niteliğindedir. Bu adayı aralarında Çankaya tepelerinin de olduğu yükseltiler çevreler, ortada bir çanak bırakırlar. Eskiden bataklık olan bu çanak, cumhuriyet döneminde kurutularak yerleşime açılmıştır. Ancak artan nüfusun da etkisiyle, doğal hava akımlarının sınırlı olduğu bu alanda, günümüzde önemli hava kirliliği sorunları bulunmaktadır. Bugünlerde yapımı sürmekte olan doğal gaz şebekesi tamamlandığında, bu sorunun azalacağı umulmaktadır.
Yakın çevreye baktığımızda, kuzeydeki dağlık ve ormanlık alan Karadeniz bölgesine geçişin eşiğini oluşturur. İstanbul yolu üzerindeki Kızılcahamam ve onun doğusuna düşen Ilgaz Dağları Ankara'ya oldukça yakındır. Bu yakınlık, hafta sonu piknik yapacaklar için sayısız olanaklar sağlar. Ankara'nın hava alanı ile önemli mesire yerlerinden olan iki Çubuk Barajı ve Karagöl, bu yükseltilerin güneyinde ve Ankara'nın kuzeyinde yer alırlar. Ankara kentinin en kurak mevsimlerde bile susuzluk çekmemesini sağlayan su kaynaklan gibi Ankara'nın denize en yakın noktası da kuzeydedir. Zonguldak, Kastamonu ve Sinop illerinin Karadeniz'e kıyısı olan bölgelerine Ankara'dan 4-6 saatlik bir otomobil yolculuğu ile erişilebilir.
Ankara'nın güneyinde ise düz ve bozkır bir alan uzanır. Hemen yakınlardaki Eymir ve Mogan gölleri artık Ankara kentinin içinde kalmışlardır. Bozkırın ortasında şaşırtıcı bir orman adası olan Beynam ormanları da güneydedir. Mogan gölü kenarındaki Gölbaşı ilçesi, bir saat kadar daha ötede Hirfanlı Barajı, kendi sandalınızı indirip kürek çekme olanaklarına sahip olduğunuz Kesikköprü Barajı hep bu yönde yer alır. Ankara'dan, Konya ya da Adana tarafına bu yönden gidilebilir. Konya 4, Adana 6 saatlik yoldadır. Kapadokya ve civarındaki turistik bölgeler de yine güneyde yer alırlar ve yalnızca birkaç saatlik mesafede bulunurlar.
Ankara'nın batısında, Ege bölgesine açılan birkaç arter paralelinde çeşitli yerleşim yerleri vardır. Eskişehir yönüne giden yollar, Ege ve Akdeniz bölgelerine ulaşımı sağlarlar. Bu hat üzerindeki en yakın nokta Polatlı ilçesidir. Ankara'ya bir saat uzaklıkta yer alan Polatlı Orta Anadolu'nun buğday ambarlarından biridir. Sakarya Nehri bu ilçe sınırları içinde doğar; kıyılarında avcıların ilgisini çeken alanlar vardır.
Başka bir hat, Ayaş, Beypazarı, Nallıhan doğrultusunda gider. Sarıyar Barajı bu yönde, Nallıhan yakınlarındadır. Ayaş ise seramik el işçiliği ürünleri ile olduğu kadar kaplıca ve içmeleri ile de ünlü bir yerleşim yeridir. Ayaş'tan itibaren bu alan bahçe tarımının çok yaygın olduğu bir bölgedir. Sözgelimi Beypazarı'nın havuçları ülke çapında ünlüdür. Beypazarı aynı zamanda gümüş telkari ve altın işlemeciliğinde Anadolu'nun önemli merkezlerinden biridir.
Ankara, doğuda Elmadağ yükseltisine yaslanmıştır. Ankara'dan birkaç dakikada ulaşılabilen bu dağ üzerinde, telesiyeji ile birlikte kayak tesisleri bulunmaktadır. Bu tesislerde turistik bir otel ve küçük başka kuruluşlar çeşitli olanaklar sunar.
Elmadağ ilçesi, adını aldığı dağın öteki yamacındadır. Bu ilçeden sonra karşınıza Kırıkkale ili çıkar. Kızılırmak bu yöreyi şekillendiren en önemli doğal olaydır. Gerek kendi kıyıları, gerekse barajları ile çekici doğal güzelliklere sahiptir.
Ankara kara ikliminin bütün özelliklerini taşımasına karşın, güneşli günlerinin sayısı bakımından Akdeniz bölgeleri ile yarışabilir. Yılın üçte birinde güneşli günler yaşanır. Yazları sıcak ve yağışsızdır. Uzun ve çok güzel bir sonbaharı vardır. Sert ama kısa bir kış, yağışlı ve yine kısa bahar bu iklimin özelliklerindendir.
Gerek bozkırın ortasında olması, gerekse kara ikliminin egemenliği, Ankara'nın yeşil bir kent olmasını engelleyememiştir. Kent içinin yeşilliği bakımından, bu alanda ün yapmış İstanbul ve Bursa kentlerinden bile ilerdedir. Nitekim eski İngiltere Başbakanı Thatcher, ülkeyi ziyaretinde Ankara'yı İstanbul'dan daha yeşil bulduğunu söylemiştir. Ankara Büyükşehir Belediyesi ve yedi ilçe belediyesi bu ünü ayakta tutmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Yeşil kuşak çalışmaları ile Ankara'yı çepeçevre ormanla kuşatmak ve her yıl yüzbinlerce fidan dikmek bu çalışmalara örnektir.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında suya ve yeşile hasret bir Ankara devralındığında ilk yapılanlardan bin, içinde dev bir havuzu ve rekreasyon alanları bulunan, yeşillendirilmiş büyük Gençlik Parkı'dır. Gençlik Parkı, Yeşil Ankara planının bir parçası olarak düşünülmüştü. Plana göre park Kale'den başlayarak, güneye doğru kenti boydan boya aşıyordu.
Bu plan içinde Kale'nin güneyinde Arkeoloji ve Etnografya müzeleri, tiyatrolar, opera ve konser salonları, park, stadyum ve spor alanları, hipodrom, havacılık çalışmalarına ayrılmış ve paraşüt kulesi de olan bir alan ve havaalanı yer alıyordu. Bu plan zaman içinde gerek nüfusun baskısı, gerek yönetimlerin ilgisizliği yüzünden parça parça yok oldu. Havaalanı olarak düşünülen yer bugün Tandoğan Meydanı'dır. Bunun yanında Ankara ve Gazi üniversitelerinin birimleri yer alır. Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu ve Orduevi daha sonradır. Ankaragücü Stadı bugün varlığını yola terk etmiş durumdadır. Gar çevresi, garajlar, lojmanlar, belediye kuruluşları, Ulaştırma Bakanlığı'nın ek yapıları ile dolmuş, Hipodrom ortasına Atatürk Kültür Merkezi yapılarak işlevi değiştirilmiş, yapılaşma ve farklılaşma ile eski plandan eser kalmamıştır. Planı anımsatan bazı binalar Cumhuriyet'in ilk yıllarının coşkusunun simgesi gibidirler. Bunlar, Etnografya Müzesi, bugün sergi salonu olan Üçüncü Tiyatro, Opera binası, Cumhurbaşkanlığı Konser Salonu ve Gar'dır. Yerel yönetimlerin bugünkü düşüncesi, çanak içinde yer alan bu alanın nüfus yapısını artırıcı tasarruflardan kaçınmak ve alan daha fazla bozulmasını engellemektir. Bu dengeyi sağlamak amacıyla da Ankara'nın batı ve doğu yönlerinde planlı bir biçimde gelişmesine yönelik çalışmalar yapılmakta, merkezin yoğunluğu hafifletilmeye çalışılmaktadır. Yine bu planın bir parçası olarak, bazı eski yerleşim birimleri ve özellikle gecekonduların bulunduğu alanlar temizlenmektedir. Sözgelimi Çankaya ilçesinin önemli bir yamacında yer alan Dikmen Vadisi bu biçimde temizlenerek yeniden düzenlenecek ve belki de Gençlik Parkı'na eşdeğerde yeni bir rekreasyon alanı yaratılacaktır.
Gençlik Parkı dışında, Ankara'nın bir başka önemli parkı da Altınpark'tır. Eskiden Golf Kulübü olan bu alan yeniden düzenlenerek, içine alışveriş ve kültür alanları yapılarak hizmete sunulmuştur. Havaalanı yolundaki bu park yakında daha geniş işlevlerle kamuya hizmet verecektir.
Buraya kadar sayılanların dışında Ankara'nın en önemli, anlamlı ve güzel parkları Çankaya'da yer alır. Elçiliklerin bahçeleri ile bütünleşmiş gibi görülen Kuğulu Park, kuğuları ile özellikle çocukların sevdikleri bir yerdir. Daha yukarılarda Seymenler Parkı, gezme, dinlenme yanında, zaman zaman gösterilere de sahne olur. Bu park içinde konser ve gösterilere elverişli amfiteatr ve alanlar vardır. Bunun batısında Botanik Parkı doğal güzellikleri ile görülmeye değer bir alandır. Bu park içinde yer alan Barış Çanı, her yıl, Hiroşima'ya ilk atom bombasının atıldığı gün barış için çalar. Parkın en üst noktasında, içinde lokanta ve diskosuyla yüksek Atakule ve onun bitişiğinde alışveriş merkezi bulunur.
Yoğun bir günün yorgunluğunu dingin bir akşamüstü ile noktalamak ya da keyifli bir geceyle uzatmak isteyenler için, Gaziosmanpaşa semtinin eteklerinde, kat kat yeşillikler arasında uzayıp giden Papazın Bağı biçilmiş kaftandır. Burada bir kadeh buz gibi birayla serinlemek, ya da masanıza getirilen mangalda, kendi ellerinizle pişireceğiniz etlerin eşliğindeki bir kadeh içkiyi yudumlamak insanın canına can katar.
Cebeci'deki 50. Yıl Parkı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ellinci yılı anısına düzenlenmiş bir parktır. Cebeci sırtlarında ender kalmış kamusal alanlardan biri olan bu park, yazık ki ziyaretçilerin dikkatini çekmeyen bir noktada olmasının mahzunluğunu yaşamaktadır. Bu parka "İnsan Hakları"nı simgeleyen bir anıt dikilmesi düşünülmektedir.
Sıhhiye semtindeki Abdi İpekçi Parkı ise bir teröristin kurşunlarına kurban giden, barış yanlısı ünlü gazetecinin anısına oluşturulmuştur. Park, yoğun bir iş ortamında, havuzların ve heykellerin çevrelediği bir alandan oluşur. Çankayalıların en çok kullandıkları parklardan biridir. İpekçi Parkı'nın hemen yakınında başlayan Kurtuluş Parkı ise oldukça geniş bir alanı kapsar. Ortasında yer alan buz pateni sahası ve balıklı havuzları ile bu park Hacettepe'nin eteklerinde bir dinlenme yeridir.
Çankaya yokuşunun başladığı noktada yapılmış olan TBMM'nin yeni binası, anlamı bakımından bütün Türkiye'yi, planı bakımından da Ankara'yı kucaklar gibidir. Meclis binasının da içinde bulunduğu yer, son derece bakımlı bir yeşil alandır. Zaman zaman havai fişek ve lazer gösterilerine de sahne olan bu alanın hemen devamında Güven Park vardır. Bugünkü Meclis binasını da içine alan kapsamlı bir planın uygulanabilmiş tek kanadı olan Güven Park, çöken Osmanlı İmparatorluğu yanında canlanan yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin simgesi dev heykeli ile değerli bir yapıttır.
Atatürk'ün Anıtkabiri de Çankaya'nın hem önemli bir anıtıdır hem de yeşilliği ile dikkati çeken doğal güzelliğidir. Çeşidi zamanlarda görkemli ses ve ışık oyunlarına da sahne olan bu Anıt, içindeki müzesi ile de gerçekten görülmeye değerdir.